akşam yemeği - Turkish English Dictionary

akşam yemeği

Meanings of "akşam yemeği" in English Turkish Dictionary : 4 result(s)

Turkish English
Common Usage
akşam yemeği dinner n.
I don't understand people who eat breakfast for dinner.
Ben akşam yemeğinde kahvaltı öğünü yiyenleri anlamıyorum.

More Sentences
General
akşam yemeği supper n.
As soon as you have done that, I would like you to start preparing supper.
Bunları yaptıktan sonra akşam yemeğini hazırlamaya başlamanı istiyorum.

More Sentences
akşam yemeği dine n.
Today, I will dine with you.
Bugün seninle akşam yemeği yiyeceğim.

More Sentences
akşam yemeği meat n.

Meanings of "akşam yemeği" with other terms in English Turkish Dictionary : 84 result(s)

Turkish English
General
akşam yemeği yemek eat dinner v.
Tom and I ate dinner together.
Tom ve ben birlikte akşam yemeği yedik.

More Sentences
akşam yemeği yemek have dinner v.
I dreamt that three Members of the European Parliament were enjoying having dinner together.
Rüyamda üç Avrupa Parlamentosu Üyesinin birlikte akşam yemeği yemekten keyif aldıklarını gördüm.

More Sentences
akşam yemeği yemek have supper v.
Tom hasn't had supper yet.
Tom henüz akşam yemeği yemedi.

More Sentences
akşam yemeği yemek dine v.
We dined at a restaurant.
Bir restoranda akşam yemeği yedik.

More Sentences
akşam yemeği yapmak make dinner v.
You don't need to make dinner tonight.
Bu gece akşam yemeği yapmak zorunda değilsin.

More Sentences
akşam yemeği vermek give a dinner v.
We're giving a dinner for him.
Onun için bir akşam yemeği veriyoruz.

More Sentences
akşam yemeği sırasında during dinner adv.
Tom kept silent during dinner.
Tom akşam yemeği sırasında sessiz kaldı.

More Sentences
çayla yenen akşam yemeği high tea n.
akşam yemeği zamanı suppertime n.
akşam yemeği vakti suppertime n.
büyük bir akşam yemeği a big dinner again n.
akşam yemeği servisi dinner service n.
mum ışığında akşam yemeği candlelit dinner n.
belli günlerde ve saatler arasında (müşterilere yönelik) ucuz/indirimli akşam yemeği early bird dinner n.
mum ışığında akşam yemeği candlelight dinner n.
(avustralya/yeni zelanda) ana akşam yemeği tea n.
akşam yemeği vakti high tea n.
akşam yemeği yenen yer dining area n.
akşam yemeği davetinde masanın sonunda oturan yardımcı croupier n.
son akşam yemeği'nin gerçekleştiği oda coenacle n.
akşam yemeği daveti supper n.
akşam yemeği vermek dine v.
hazırlamak (kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği) fix v.
beraber akşam yemeği yemek have dinner together v.
akşam yemeği için bir şeyler yapmak make something for dinner v.
akşam yemeği daveti vermek have people round for dinner v.
akşam yemeği yemek sup v.
akşam yemeği olarak hazırlamak sup v.
akşam yemeği servis etmek sup v.
akşam yemeği ikram etmek sup v.
akşam yemeği düzenlemek supper v.
akşam yemeği vermek supper v.
akşam yemeği yemek supper v.
akşam yemeği ile yatma vakti arasında gerçekleşen aftersupper adj.
akşam yemeği ile ilişkili dinnerly adj.
akşam yemeği öncesine ait veya ilgili predinner adj.
tadı akşam yemeği öncesinde çıkan predinner adj.
akşam yemeği öncesi keyif alınan predinner adj.
akşam yemeği öncesi preprandial adj.
akşam yemeği öncesine ait preprandial adj.
akşam yemeği öncesi ile ilgili preprandial adj.
akşam yemeği öncesine uygun preprandial adj.
akşam yemeği sırasında over dinner adv.
akşam yemeği nefisti the dinner was delicious expr.
Proverb
ümit iyi bir kahvaltıdır ama iyi bir akşam yemeği değildir hope is a good breakfast but a bad supper
Colloquial
yemek/akşam yemeği zamanı bean time n.
akşam yemeği neredeyse hazır dinner's almost ready n.
her davetlinin bir yemek getirerek tüm davetlilerle paylaştığı toplu akşam yemeği kensington [dialect] n.
akşam yemeği hazır sayılır dinner's almost ready expr.
Idioms
akşam yemeği yemeden gitmek dine with duke humphrey v.
biriyle akşam yemeği yemek put one's legs under some one's mahogany v.
kahvaltı/öğle yemeği/akşam yemeği için bir şeyler hazırlamak fix (something) for breakfast/lunch/dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapmak/ayarlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) hazırlamak fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
kahvaltı, öğlen yemeği, akşam yemeği için (bir şeyler) yapıvermek fix (something) for breakfast, lunch, dinner v.
akşam yemeği için bir hayvan vurmak shoot one’s supper v.
akşam yemeği için bir hayvan avlamak shoot one’s supper v.
akşam yemeği yemek sit at table v.
Speaking
akşam yemeği için bir şeyler yap make something for dinner expr.
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? what are you fixing for dinner? expr.
akşam yemeği için ne hazırlıyorsun? what are you making for dinner? expr.
akşam yemeği için ne yapıyorsun? what are you making for dinner? expr.
akşam yemeği için ne yapıyorsun? what are you fixing for dinner? expr.
akşam yemeği için planınız var mı? do you have any plans for dinner? expr.
akşam yemeği ister misin? do you want dinner? expr.
akşam yemeği yiyiyoruz we are having dinner expr.
sana bir akşam yemeği ısmarlarım I´ll stand you a dinner expr.
Tourism
açık büfe akşam yemeği buffet dinner n.
Computer
akşam yemeği partisi dinner party n.
Gastronomy
hafif akşam yemeği cream tea n.
öğle ile akşam yemeği arasında yenen atıştırma dunch n.
akşam yemeği sonrası kahve ile alınan bir çeşit likör pousse-café n.
balıklı akşam yemeği fish fry n.
deniz ürünlerinden oluşan akşam yemeği shore dinner n.
History
(antik yunan'da) kurban kesildikten sonra rahip ile akşam yemeği yiyen yardımcı grubu parasite n.
Religious
isa mesih'in yakalanmasından bir gün önce 'son akşam yemeği'ni yediği oda cenacle n.
son akşam yemeği masası chancel table n.
isa mesih'in son akşam yemeği ile ölümü arasında çektiği ıstıraplar the passion n.
son akşam yemeği the last supper (il cenacolo/l'ultima cena) n.
son akşam yemeği'ni ekmek ve şarapla anma sacrament of the eucharist n.
son akşam yemeği lords supper n.
Mythology
isa'nın son akşam yemeği'nde şarap içtiğine inanılan kadeh grayle n.
Archaic
akşam yemeği vakti pudding time n.
British Slang
akşam yemeği (küçük çocuklar söyler) din-dins n.